HER GÜN ÖZELDİR

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

17 Şubat 1993 yılında, Hatay’ın cennet ilçesi Arsuz’da doğdum. Yaşamımızı hâlâ burada sürdürmekteyiz. Sevgi ve saygı dolu büyük bir ailede, çocukluğumu ve gençlik yıllarımı özgürce geçirmenin şimdilerde beni İrem yapan en değerli hazine olduğunu söyleyebilirim.

Doğayı, doğal yaşamayı, insanları ve canlıları; edebiyatı, müziği; kültürel zenginlikleriyle Türkiye’yi; üretmeyi, üretenleri; yazmayı ve çizmeyi; en çok da dünyanın bütün çocuklarını fazlaca seviyorum. Sanırım, çocuklarla kurduğum güçlü ve sonsuz bağın sırrı da benim dünyaya bakışımda, sabrımda ve özel paylaşımlarımızda saklı.

Her güne çocuklarla birlikte, oyun ve sevgi dolu başlayan çılgın bir eğitmen; aynı zamanda kaktüsü burnunda bir çocuk kitabı yazarı, çizeriyim. Ve aslında koca evrende, minicik bir detayım. İşte ben, İrem…

Kitap yazma maceranız nasıl başladı?

Bu güzel sorunuz için çocukluğuma ve özellikle ergenliğime gidelim derim. Sanırım başta ailem; ilkokul, lise öğretmenlerim ve yaşadığım çevre en büyük rol modellerim oldu. Özellikle, kitap kurdu annemin, yoğunluğuna rağmen, okumak ve notlar tutmak için sabahın en erken saatlerde uyanıyor olmasının ve kendine ayırdığı bu özel zamanların beni çok etkilediğini söyleyebilirim. Hatta annemi hâlâ böyle görmek, bana kendimi tuhaf ama güvende hissettiriyor.

Çocuk gelişimi ve eğitimi, erken çocukluk dönemi alanında olmaya karar verdiğim andan itibaren de (yani liseden beri) çocuklar, aileler ve yaşadığımız çevre üzerine üretiyor, geri dönüştürüyor, tasarlıyor, yazıyor ve çiziyorum. Özellikle çocuklarla okullarda, atölyelerde ve bireysel olarak okumalar yaptığımız, drama çalıştığımız faaliyetlerde, yazmak, çizmek, oyunlarla iletişim kurmak, kendimi ifade edebildiğim tek özgür yol gibi geliyor.

Ayrıca ben çoğu zaman, çocuk hikâye ve masal kitaplarının önce büyükler, ebeveynler tarafından defalarca okunmasını, çocuklarla birlikte üzerine tartışılmasını, her gün ailece okuma saati yapılmasını değerli buluyorum ve tavsiye ediyorum. Burada kendimle ilgili şunu belirtmek isterim: Ben genellikle yetişkin kitapları yerine çocuk kitapları okumayı tercih ediyorum. Okuyorum ve hayallere dalıyorum. Bu şekilde kendimi, kanatlarım varmış gibi hissediyorum… Sanırım okuduğum her kitapta, kendimi kahramanların yerine koyuyorum.

Şimdilerde, önceden incelediğim, çocukların yaşlarına uygun en az beş farklı kitabı çocuklarla birlikte okuyorum. Okumanın ardından kitapları, drama ve sanat çalışmalarıyla buluşturuyorum. Çocuklar, bu faaliyetlerde kitabı defalarca okumamı ya da kitabı yeni etkinliklerle onlara sunmamı istiyorlar. Sanırım onlardan çok ben heyecanlanıyorum okumalarda, etkinliklerde… Yani çocuklarla ilgili olan her alanda.

Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

Kitabımın yayınlanma süreci çok duygusal, yoğun, verimli ve keyifliydi. Bu süreçte kendi işlerim de hâlâ olduğu gibi devam ediyordu. Çoğu zaman, gece gündüz saatlerce çalıştığımı ve bir süre, bu çalışma için dış hayatla bağlantımı kestiğimi, çok büyük bir emekle bu eserin ortaya çıktığını söyleyebilirim. İlk eserimin resimlerini çizerken kendi boya kalemlerimi kullandığımı da özel olarak belirtmek isterim. Bu, hem çocuklar hem de benim için çok yaratıcı ve anlamlı oldu. Sanırım kitabı aldıktan sonra okuyan kişinin bunu belirtmesi, üzerinde durması da birçok keyifli soruyu beraberinde getirecektir.

Yayınevimde, başta editörüm ve danışmanımızla sevgi dolu güzel bir iş birliğimiz oldu. Luna, benim için bir yayınevinden daha fazlası, yazar olduğum ilk evim diyebilirim. Çalışma arkadaşlarımla birbirimizi tanımadan, aramızdaki uzaklığa rağmen yakın hissetmek ve bu heyecanı birlikte yaşamak unutamayacağım anılar arasında kalacak.

Bu süreçte, başta ruh eşim Hasan’ın her an yanımda sevgiyle durması, fikirlerini benimle paylaşması; annemin, babamın, ağabeyimin ilgisi ve uzakları yakın eden iletişimleri; öğrencilerimizin, beni tanıyan tanımayan herkesin, eğitimcilerin, öğretmenlerin ve sevdiğim bazı yazarların desteği çok değerliydi. E tabii beni tanıyan yüzlerce çocuk ve ailenin karşısında, şimdi çocuk kitabı yazarı olarak var olmak da hem özel hem de gurur verici. Biraz da yanaklarım kızarmıyor değil. 

Son olarak çocukluğumdan bu yaşıma kadar beni her konuda destekleyen, beni kendi tercihlerime doğru yönlendiren, başarısızlıklarımı ve eksik yönlerimi de hep sevgiyle kucaklayan büyük ailemdeki her bireye teşekkür ederim. En çok da bilgeliği, çalışkanlığı ve insan sevgisiyle bizi sarmalayan muhteşem Türk kadını, anneannem Saniye Karaciğer’e. Kendi yolumu bulacağıma dair bana sonsuz güven duydular ve özgürlüğümü çok küçük yaşta verdiler. Artık çocuk ruhumla, kalemimle, çizimlerimle, yazılarım ve hikâyelerimle her birimizin sorumlu olduğu çocuklarımıza, gençlerimize; doğru ve etkili bir rol model olmak, hayatlarına farklı bakış açısı kazandırmak, ilgi alanlarımızın her an en yakın arkadaşımız olabileceğini hissettirmek istiyorum. Resimleyeceğim ve yazacağım her kitabı; çocukların kalbinden, dünyasından ve düşüncelerinden göreceğinizi söylemek isterim.

Kitabınızın çocuklar açısından en yararlı yönü nedir?

Kitabımın adıyla başlamak isterim: Her Gün Özeldir. Her günümüz sınırlı ama aynı zamanda sonsuz. Her gün yaptığımız şekerlemelerimiz, düşündüklerimiz, rutinlerimiz bazen sıradan ve anlamsız gibi görünse de aslında çok değerli. Çocukların bağımsız bir şekilde hareket etmesi, onlara her alanda birey olarak fırsat verilmesi, duygu ve düşüncelerini diledikleri şekilde ifade etmesi, kitabımda yer alan temalardan birkaçı. Kitabımda, çocukların her yaşta bireysel olarak deneyimleyebilecekleri alanları, hayal güçleriyle evrende bir gerçek yaratabileceklerini ve her birinin bu dünyada tek, farklı, özel olduğunu, çocukların gözünden anlatmak istedim. Tüm bunları yaparken gerçek hayattaki gözlemlerimi, kitabımdaki karakterlere ve ana karakterin hayatına aktardım.

Kitabımın en yararlı yönü ise, her gün yaptığımız gözlemlerle kendimizde ve çevremizde farklı özellikler keşfedebileceğimizi, her günün ne kadar özel olduğunu vurgulamasıdır. Her çocuğun ve ailenin, başta kişisel özellikleri olmak üzere, kendini ifade etme yolları, rutinleri, hayal gücü, ilgi alanları, sevdiği ve sevmediği durumlar farklılıklar taşımaktadır. Bu farklılıkların, her günü güzelleştirebileceğini çocukların dünyasından aktarmaya çalıştım. Her gün, her çocuk için yeni bir dünya ve yeni bir öğretmendir. Kitabımı yazmadan önce de yazmak için üzerine düşündüğüm ve karar verdiğim tek konu buydu.

Dilerim, ailelerimize ve çocuklarımıza çok faydalı olur; her güne farklı bir şekerlemeyle başlanır.

 

 

İrem Horoz Aydındağ - Yazarın kitapları

Kapat