VİTRİN

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Merhabalar, ben Hilal Numanoğlu. 14 kısa öyküden oluşan Vitrin kitabının çiçeği burnunda yazarıyım. Akademik geçmişime baktığımızda lisans eğitimimde yolum Mekteb-i Mülkiye’den geçmekte. Yüksek lisans eğitimimi ise çok sevdiğim Hırvatistan’da tamamlayarak MBA derecemi almış bulunmaktayım. Öte yandan kendimle ilgili kuracağım en net cümle şu: Yazmak benim bu hayattaki en büyük tutkum!

Kitap yazma maceranız nasıl başladı?

Yazmanın insanı nasıl rahatlatan, hafifleten ve hatta özgürleştiren bir eylem olduğunu annemin bana okuma-yazmayı öğrendiğimde hediye ettiği günlük defterine çiziktirirken fark etmiştim. Kitap okumayı da küçük yaşlardan itibaren çok sevdiğimden günün birinde benim de kitap yazma hayalim bulunmaktaydı. Bu motivasyonla Ankara’da düzenlenen çeşitli yaratıcı yazarlık atölyelerine katılıp teknik bilgiler öğrenerek bol bol pratik yapma fırsatı elde ettim. Öte yandan benim içimde hiç susmayan, üstelik hiçbiri bana ait olmayan sesler vardı, o nedenle ben de onlara karakterler inşa edip, mekânlar kurarak yazıya döktüm.

Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

Tüm içtenliğimle konuşacağım, yine. Luna Yayınları’yla yollarımız kesişince, geçmişteki kitabımı yayımlatma çabalarımdan niye sonuç alamadığımı idrak etmiş oldum. Yazıyla haşır neşir olduğumdan sözcükler ve hatta harfler bile benim için son derece anlamlı. Bu bağlamda Luna Yayınları ilk olarak isminin anlamı olan “ay”la kalbimi kazandı, çünkü benim ismim “Hilâl” de “yeni ay” demek. Kitabımı yayımlatmadan önceki sürece dair pek çok soru Luna Yayınları’nın websitesindeki ilgili bölümü okuduğumda netlik kazandı. Diğer sorularımı da yöneltip uzun açıklamalı cevaplar aldım. Böylelikle yayınevimle aramızdaki elektronik posta yazışmaları başladı. Her şeyden önce ekipteki herkesin kibar, yardımsever ve profesyonel tarzı, editoryal çalışmalardaki muazzam titizlik, kapak tasarımında içime sinene kadar değişiklikler yapmamız, tüm yazışmalara hızla cevap vermeleri gibi pek çok konuda Luna Yayınları çalışanlarına methiyeler düzebilirim. İyi ki diyorum, iyi ki Vitrin Luna Yayınları etiketli.

Kitabınızın en etkileyici yönü nedir?

Bana kalırsa benim öykülerimde üslup daha çok öne çıkıyor. Neyi anlattığımdan ziyade nasıl ve ne şekilde anlattığım yani. Yazdığım kurmaca metinlerin yoğun, akıcı ve derin katmanlı olması benim için çok değerli. Bir de kendim okumak isteyeceğim tarzda öyküler yazmaya çalışıyorum. Katıldığım yaratıcı yazma atölyelerinden birisinde bir katılımcı “Gökkubbe altında söylenmemiş söz yok,” demişti. Haklı, o nedenle de bence yaratıcı yazarlık dediğimizde yazarın o daha önce yerküre üzerinde pek çok yerde ve farklı dillerde defalarca kez anlatılan durumları kendince, dili döndüğünce nasıl ele aldığı önem kazanıyor. Anadilimiz Türkçe, anlatım zenginliği, tarihinden ve geleneklerinden süzdüğü atasözleri, deyimler ve hem özbeöz Türkçeden getirdiği hem de farklı kültürlerden etkilenerek içine sindirdiği yabancı menşeili sözcük dağarcığıyla en büyük hazinemiz. Tüm bu gerekçelerle muhteşem Türkçemizi en etkili biçimde kullanmaya gayret ediyorum yazılarımda.

Hilâl Numanoğlu - Yazarın kitapları

1
Kapat